#istanbul #Kadikoy #Bakirkoy #Beylikduzu #Nisantasi #Fatih #Mecidiyekoy #Sisli #Psikolojik #Danışmanlar,#Psikologlar,#Pedagoglar,#Psikiyatristler,#Aile #Evlilik #Çift #Terapisti,#Terapileri,#Çocuk #Psikoloğu,#Randevu #Telefonu 0533 373 81 23 ve 0544 7243650

YAŞAM KOÇLARI 

TELEFON: 0505 767 58 85

  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam229
Toplam Ziyaret410656
Üyelik Girişi
Yaşam Koçları
Aile Evlilik Çift Terapisti Fulya Güner 0533 373 81 23
OKB’nin Nedenleri..

Aile ve Çift Danışmanı Psikologataknşahin 05057675885
Anksiyete ve baş etmenin yolları

BARIŞ YILMAZ
- ANLAŞILMAK İSTEYEN KADIN NE YAPMALI –

Bireysel Aile Psikolog Fulya Beyribey +90 (546) 932 46 24
ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
İkigai

Emine Nalan Özelol Yazar Şair
Yaşamın Kenarında Bir Nehir

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

istanbuldanışmanlık ve koçluk merkezi psikolog pedagog 05057675885
DEHB OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERİNE VE VELİLERİNE ÖNERİLER

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
BERTRAND RUSSELL’IN ‘MUTLU OLMA SANATI’ İSİMLİ KİTABINDAN ÇIKARILACAK 6 DERS

istanbul yaşam koçu 05321583555
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET

Kişisel gelişim testleri 05057675885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi - Hz. İsa ile ilgili şöyle bir hikaye vardır: Hz. İsa ve havarile

MyLife Yaşam Koçları Merkezi 0544-7243650
Koçluk Nedir? Koçlar nasıl bir fark yaratır? İnsanlar hayatlarında kendi çabalarıyla değişiklik yapm

Nimet RAMOĞLU
FARKINDALIK NEDİR?

Psikolog Nagehan Erçakar
PSİKOLOG VE PSİKİYATRİST KİMDİR?

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

Psikolog Hulya Aydoğan 0532 158 35 55
NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

Psikolojik Danışman FURKAN ÇULFA 05057675885
Verimli Ders Çalışma için 10 Madde

Sinem SAYIŞMAN PSK.DANIŞMAN0533 373 81 23
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

Sosyolog Merve Ege tel 0505 767 5885
İntihar

Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA 05557493919
PANDEMİ DÖNEMİ ETKİLERİ

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS
Kendi Varlığını Duyurma Haykırışı: Saldırganlık ve Kızgınlık

Uzman Klinik Psikolog Büşra GÜNEŞ
ERTELEMECİLİK DAVRANIŞI İLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI

Uzman Klinik Psikolog Osman İlhan
Psikoterapide insani ilişkinin kurulması

Uzman Klinik Psikolog Pegadag Bağdat Caddesi Nişantaşı Beşiktaş
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu

Uzman Psikolog Gülşah Babaoğlu
Profesyonel yardım alanların ve bu desteği veren Çocuk Ergen Psikologu, Çocuk Ergen Pedagogu 3

Uzman Psikolog Hakan Özbayis-0532 496 09 66
Hamilelik Mükemmeldir

Yasam Koçu Öğrenci Koçu SİNAN SEYFİ YETKİNER
İSTİFÇİLİK BOZUKLUĞU

Yaşam Koçları istanbul psikoterapi merkezi 0533-3738123
5 Yaş Çocuğu

Yaşam Koçu Ayşim Çulfa 05333738123
UZUN İLİŞKİLERİN SIRLARI NELERDİR ?

Yaşam Koçu Psikolojik Danışman Psikoterapi 0533-3738123
Yaşam Koçu Kimdir? Psikolog Kimdir? Pedagog Kimdir? Terapist Kimdir? Psikiyatrist Kimdir?

Yaşam Koçu Randevu 0544-7243650
Koçluğa İhtiyacım Var mı? Aşağıdaki 25 soruyu evet veya hayır şeklinde cevaplayınız. Evet cevapların

YAŞAMVEAİLEKOÇUDİLRUBAGÜNDÜZ 05301642034
ŞİDDET, ZULÜM VE KATLİAMIN HER TÜRLÜSÜNE SON

yaşam ve finans koçu
Yaşam Koçu Kimdir?

Uzman Klinik Psikolog Pedagog Üsküdar 0505 767 58 85 Randevu Telefonu
Zaman zaman bedenimizin klima sistemi bozulabiliyor değil mi?

istanbul Acibadem Kadikoy Eğitim Koçları 0216-3476003
Çocuklara Matematiği,Geometriyi Sevdirme Yolları

istanbul Üsküdar Öğrenci Koçları 0544-7243650
Öğrenci Koçlarımızın Öğrencilere Katkıları

Yaşam Koçu,İlişki Koçu Göksel Eren
HAYAT SİZİ DEĞİL,SİZ HAYATI YÖNETİN

Doç. Dr. Muhsin Yılmazçoban
GERÇEK AŞK NEDİR?

Aile Evlilik Çocuk Psikologlar Pedagoglar 0533-3738123
DUYGUSAL İNTİHAR NEDİR? DUYGUSAL İNTİHAR İLE BAŞETME YOLLARI NELERDİR?

Çocuk Ergen Psikoloğu 0544-7243650 Aile,Öğrenci,Yaşam ve Eğitim Koçu
KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Profesyonel Koç Yeşim Ayhan Kuzu
Bilinçaltınızı Theta Healing tekniği ile programlamaya ne dersiniz?

Psikolojik Destek Randevu Psikolojik Danışman 0533-3738123
Stres Nedir? Trafikte Stres Nedir? Nasıl Başa Çıkılır?

Psikolog Esra Gökcen
Sınav kaygısı nasıl yatıştırılır?

Yaşam Koçları 0533-3738123
Yaşam Koçları Ne İş Yapar ve Yaşam Koçluğu Nedir?

Site Menüsü
Özel Ders Veren Öğretmenler,02163476003

Hava Durumu
Uzman Klinik Psikolog Gülten Demirdöven, 05447243650
Öğrenci Koçu ve Eğitim Koçlarıyla Tanışın 0544-7243650

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Site Haritası
Takvim
Cinsel Terapistler,0533-3738123

Saat

istanbul My Life Koçluk Merkezi 0533 373 81 23
Başarı Antrenörü Başar Kansay
İstanbul'un 39 ilçesindeki Başarı Antrenörü Psikologlar Pedagoglar Yaşam Koçları hakkında öğrenmek istediğinzi her şey burada: Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Beykoz, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Esenyurt, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Sultanbeyli, Sultangazi, Şile, Şişli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu,Adalar, Arnavutköy 0533 373 81 23
uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
sabihaisik@outlook.com
İçsel çatışma nedir? Ego (ben) çatışmalarımızla nasıl denge kurabilir?
11/01/2022

İçsel çatışma nedir? Ego (ben) çatışmalarımızla nasıl denge kurabilir?

Çatışmaların varlığı insanın nevrotik olduğunu göstermez. İstek, ilgi ve fikirlerimiz hayatın bir noktasında çevremizdekilerin istek, ilgi ve fikirleri ile çatışacaktır. Ayrıca çevremizdekilerle aramızda bu tür uyuşmazlıkların olması ne kadar doğalsa, içimizdeki bir takım çatışmalar yaşamamız da o kadar doğaldır. Bir hayvanın hareketlerini belirleyen büyük ölçüde güdüleridir. Çiftleşmesi, yavrusuna ilgi göstermesi, besin araması, tehlike karşısında savunmaya geçmesi az ya da çok önceden belirlenmiş ve kendi özgür iradesinin dışındadır. İnsan ise bundan farklı olarak kendisi için bir ayrıcalık olduğu ölçüde bir yük bir sorumluluk da olan seçim yapabilme ve karar alma kapasitesine sahiptir. Bizi başka yönlere savuran arzular arasında seçim yapmak zorunda kalabiliriz. Sözgelimi hem yalnız kalmayı hem bir arkadaşın yanında olmayı isteyebiliriz. Tıp okumak ama aynı zamanda müzik eğitimi almak isteyebiliriz. Veya isteklerimizle yükümlülüklerimiz birbiri ile çatışabilir. Başı dertte olan biri bizim ilgi ve sevgimize ihtiyaç duyarken sevgilimizle olmayı isteyebiliriz. Bir yandan diğerleri ile uyumlu olmayı arzularken öte yandan karşıt fikirler dile getirmemiz gerektiğine inanabiliriz. Kısacası iki değer sistemi arasında çatışma yaşayabiliriz. Mesela savaş sırasında tehlikeli bir işi kabul etmemiz gerektiğine inanırken öte yandan da kendimizi ailemize karşı sorumlu hissedebiliriz. Bu tür çatışmaların biçimi, yoğunluğu ve çapı büyük ölçüde içinde yaşadığımız medeniyet tarafından belirlenmiştir. Eğer söz konusu medeniyet istikrarlı ve gelenekler de yerleşikse kişinin seçim şansı sınırlı ve dolayısı ile ortaya çıkabilecek muhtemel çatışmalar da kısıtlı olacaktır. Yine de bu durumda bile çatışmanın olmadığını söyleyemeyiz. Bir konuda gösterdiğimiz bağlılık diğeri ile çatışabilir ya da kişisel arzular grubunun yükümlülüklerine ters düşebilir. Ama eğer içinde yaşadığınız medeniyet aynı çelişkili değerlerin ve farklı yaşam biçimlerinin bir arada durduğu hızlı bir geçiş evresindeyse o zaman verilmesi gereken kararların hem sayısı artacak hem de bu kararları vermek güçleşecektir. Bu durumda kişi toplumun beklentilerine uyabilir ya da muhalif olmayı seçebilir. Başarıya tapınabilir ya da onu küçümseyebilir. Çocukların katı bir disiplin ile yetiştirilmeleri gerektiğine inanabilir ya da fazla müdahale etmeden büyümelerini hoş görebilir. Kadın ve erkek için ayrı ahlaki standartlar olduğuna inanabilir ya da ikisi için de aynı ölçütün uygulanması gerektiğini savunabilir. Cinselliği mahrem bir ilişki gibi görebilir ya da onu tüm duygusal bağlarından koparabilir. Bu liste böyle sürüp gidebilir. Kuşkusuz içinde yaşadığımız toplumda insanlar bu tür seçimleri çok sık yapmak zorunda kalıyor. Dolayısı ile bu konularda çatışmaların oldukça yaygın olmasını bekliyoruz. Ne var ki şaşırtıcı olan şu, çoğu insan bu çatışmaların bilincinde dahi olmadığından hali ile net bir karar vermeleri bunların çözümlenmeleri için yeterli olmuyor. Bu kişiler çoğunlukla kendilerini hayatın akışına bırakıp rastgele sürükleniyor. Nerde durduklarını bilmiyor. Bilinçsizce ödünler veriyor ve farkında bile olmadan kendileri ile çelişiyorlar. Burada kastettiğim ne ortalama ne ideal yalnızca nevrotik olmayan sıradan insandır. Öyleyse kişinin bu çelişkilerinin bilincinde bir seçim yapabilmesi için bazı ön koşullar gerekir. Bunlar dört tanedir. Neyi istediğimizi hatta daha da fazlası ne hissettiğimizin farkında olmalıyız. Birini gerçekten seviyor muyuz yoksa yalnızca öyle olması gerektiği için sevdiğimizi mi sanıyoruz? Annemizi ya da babamızı kaybetsek gerçekten üzülür müyüz yoksa sadece üzülmüş gibi mi yaparız? Doktorluğu ya da avukatlığı gerçekten istiyor muyuz yoksa bunları yalnızca saygın ve kazançlı meslekler oldukları için mi cazip buluyoruz? Çocuklarımızın bağımsız ve mutlu olmalarını sahiden istiyor muyuz yoksa bu sadece lafta mı geçerli? Birçoğumuz için böylesi basit soruları cevaplandırmak güçtür. Çünkü gerçekte ne istediğimizi ya da ne hissettiğimizi bilmeyiz.

Sigmund Freud ve psikoanalitik kişilik kuramında geçen İd, Ego, Süperego kavramları bize insanların neden böyle davrandığını açıklıyor. İnsanın içinde yaşadığı güç, arzu, kontrol ve özgürlük savaşını anlatan kişidir. Kişiliklerimiz de bu çatışan karakterlerin bir ürünü. Zihnimizde dönen bir oyun gibi. Biz de bu çatışan zihinsel kuvvetlerin ve yapıların bir ürünüyüz aslında. Freud’a göre biz zihnimizde arzular ve bilinç arasında yaşanan bir dramın aktörleriyiz. Bu dramda ise üç tane ana karakter var: İd, Ego, Süperego. Önce en temel en primitif, en ilkel olan ile “İd” ile başlamak gerekirse; şunu düşünün, hepimiz o anda tatmin edilmesi gereken bir dürtü, bir arzu, bir isteğin etkisine girmişizdir. Çok beğendiğimiz o araba, o ev veya etkilendiğimiz o kişi. O anda, ama tam da o anda bizim olsun istemişizdir. Değil mi? İşte Freud’a göre bu önlenemez arzular zihnimizin derinlerine işlemiş, kişiliğimizin İd adı verilen bölümünden geliyor. İçgüdüsel ve bilinçdışı şekilde çalışan bu mekanizma tüm ihtiyaçlarımızı ve arzularımızı karşılayarak ertelemeden tatmin olmamız için bizi tetikler. Sosyal yasaklar, ahlaki normlar, gerçek yaşam, mantıklı düşünmeden bağımsız bir şekilde. Hiçbir şey düşünmeden. İstisnasız herkesin içinde taşıdığı en ilkel yapıtaşlarından biri. Kendinizi, çevrenizdekileri düşünün. En sakin, en mantıklı, en ayakları yere basan kişiyi mesela. Hiç aklınıza gelmeyecek insanların da, evet, içlerinde bu arzu yanardağı mevcut. Çizgi filmlerde karakterlerin omuzlarında melek ve şeytan tasvir edilir ya işte İd o şeytan. Veya alışveriş merkezlerinde istediği oyuncak alınmadığı için kendini yerlere atan o çocuk var ya? İd’in etkisi altında bir birey görüyorsunuz o anda. Çok da ayıplamayın. Freud’a göre bu istekleri tetikleyen de “libido” adını verdiği bir olgu. Bildiğimiz anlamı dışında burada daha geniş bir tanım yapıyor Freud. Tüm içgüdüler ve hayatta kalma içgüdüsünün kolektif bir enerjisi olarak tanımlıyor libidoyu. Ve hepimiz doğduğumuzda bu İd ile doğuyoruz. Kodlarımıza işlenmiştir. Ne olursa olsun yetiştiğiniz kültür, çevre, sosyal veya ahlaki normlar, kurallar ona dokunamaz. Fakat bu noktada bir şey olur. Yani elbette herkes istediği her şeyi, istediği zaman, istediği yerde elde etmek ister. Bu mükemmel olurdu. Fakat bu mümkün mü? Değil. Suçlusu kim? Kişisel dramımızdaki ikinci karakterimiz Ego. Bu karakterin en temel görevi ise çok güçlü arzularla beslenen İd ile dış dünya ya da gerçeklik dediğimiz olgu arasındaki dengeyi korumaktır. Yani şöyle diyebilir miyiz? Ego olmasaydı her istediğimizi elde edebilir miydik? Ego’yu boş verelim o zaman. Aslında öyle değil. Ego her ne kadar İd ile çatışma halinde görünse de aslında İd’i bir şekilde mutlu etmeyi de bilir. Yani şöyle düşünün. İd bir futbolcu olsun. Elbette bu futbolcu ne bileyim Barselona’da yüz milyonlarca dolarlık bir sözleşme yapmak istiyor olabilir. Ego ise bu futbolcunun menajeri durumunda. Arkadaşa şimdilik bu hedefini biraz küçültüp daha küçük bir takımla yetinmesi, yoksa hepten işsiz kalacağını hatırlatır. Daha planlı olmasını, daha uzun vadeli düşünmesi gerektiğini. Yani o çok güçlü duyguyu dönüştürerek daha gerçekçi ve işe yarar planlara dönüştürmemizi sağlayan bir aracıdır Ego. İşi zor yani egonun. Yerinde durmayan, içgüdülerinin esiri birini sürekli sakinleştirmeye çalışır. Bu da yetmiyormuş gibi bir de onun başında da bir bela vardır. Sürekli onu izleyen, işini doğru yaptığından emin olan bir denetçi güç. Hikayemize çok sonradan katılan ama ipleri eline alan güçlü bir karakter. Süperego. Her şeyi yargılayan ve düzeni sağlamaya çalışan yargıç. Ego İd ile görüşme halindeyken ve gelecek “krizleri” ve “bana ne, ben bunu istiyorum” çığlıklarını önlemeye çalışırken süperego sert bakışları ile egonun işini iyi yaptığına emin olmaya çalışır. Güçlü olmasını, etkili olmasını, daha iyi olmasını ister. Vicdan da diyebiliriz aslında süperego’ya. Çok sonradan genellikle ilk olarak anne-babanın sözleri, verdiği cezalar veya övgüleri ile gelişir ve daha sonra daha geniş anlamda sosyal normlar ve ahlak kuralları ile şekillenir. Büyüdükçe bu yazılı olmayan standartları içselleştitiriz. Yalan söylediğimizde kötü hissediyorsak veya vergi kaçırdığımızda hakkını yediğimiz insanları düşünmemiz bundan kaynaklanır. Her zaman bu kadar pozitif çıkarımları da olmayabilir. Aslında İd açısından doğru, Ego’nun da onayladığı, bizim için mantıklı olan bir şeyi de Süperego önleyebilir. Ki bu noktada suçluları da düşünebiliriz. Ted Bundy gibi serii katiller mesela bu suçları nasıl işliyorlar? Süperego’ları mı yoktu? Suçlu hissetmiyorlar mıydı? Uygun bir süperego geliştirmelerini sağlayacak bir çevrede mi büyümemişlerdi? Yoksa daha derinlerde yatan bir sorun mu söz konusuydu? Orasını da ayrıca konuşacağız. Ancak toplamak gerekirse emniyet şeridine hiç düşünmeden kendini atan Ahmet’in Ego veya Süperegosu olmayan, istediği oyuncak alımayınca kendini yere atan çocuktan bir farkı olmadığını, İd’inin etkisinde olan, ilkel biri olduğunu, arkadaşına vurmak isteyen Sercan’ın Ego’su sayesinde içgüdüsünü daha fazla çalışmaya yönlendirmesini ve kendi geleceğini düşünmesini, yakalanmayacağını bile bile kopya çekmeyen Ayşe’nin sağlıklı bir Süperego geliştirdiğini bu olayları örnek alarak söyleyebiliriz. Yani çok karmaşık bir iç dünyaya sahip olsak da birçok konuda neden öyle davrandığımızı açıklayan olgular bunlar ve bunları öğrendiğimizde kendi muhasebemizi yaparak, hiçbirini yok saymadan dikkatli bir denge kurabiliriz. Bu sayede hem mantıklı, hem arzularını yok saymadan, hem de mutlu bir yaşam sürebiliriz.



120 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu - 26/04/2022
Nüfusun %3’lük bir kesiminde stres hiçbir zaman ortadan kaybolmaz. Bu kişilerde stres, anksiyete yani kaygı olarak yorumlanır. Bu kaygı zaman içinde kötüleşerek göğüs ağrılarına ve kabuslara yol açabilir. Hatta evden çıkmak bile istemezsiniz. Kaygıl
Hangi durumlarda psikoloğa gidilir? Psikoloğa gitmeli miyim? Psikoterapiste gitmen gerektiğini nas - 19/04/2022
Yaşadığın sıkıntıların nedenlerini anlamak, bunlara çözüm bulmak için belki de youtube’dan birçok video izliyorsun, kitaplar okuyorsun ve kafanda bazı şeyler şekilleniyor. Bende bir şeyler var galiba diye düşünebilirsin. Psikoterapi almakta kararsız
Arkadaş seçiminin önemi Arkadaş seçerken nelere dikkat etmeliyiz? - 15/04/2022
Çok bilindik bir sözle başlıyorum. Hayatımızdaki 5 kişinin ortalamasının hayatını yaşıyoruz. Buna ne kadar maruz kaldığımızı hissetmiyoruz. Bunun bizi ne kadar etkilediğinin farkında değiliz. Hayatımızdaki insanların değeri tahmin ettiğimizden fazla
Zeka geriliği (mental retardasyon) - 08/04/2022
Zeka, özellikle ailelerin çok önem verdiği ve hayatın süreçleri içerinde de gerçekten nasıl geliştiği, neler olduğu, az ya da çok oluşu her zaman bir problem teşkil eden ve merak uyandıran bir konudur. Zeka işlevi olduğu kadar tanımını yapakta zorla
Özel öğrenme güçlüğü (Disleksi) - 05/04/2022
Akademik başarısızlık, okulda uyum ve davranış sorunları çocuk psikologlarına en çok başvuru nedenlerinden birdir. Bu tür başvurularda mutlaka özel öğrenme güçlüğü akılda tutulmalı ve değerlendirilmelidir. Özel öğrenme güçlüğü, dinleme, düşünme, anl
İradenizi nasıl güçlendirirsiniz? - 01/04/2022
İlk olarak bir deneyden bahsetmek istiyorum. Marshmallow deneyi. Uzun yıllar önce yapılan bu deneyde bir çocuk ve araştırmacıdan oluşan ortam oluşturuluyor. Çocuğun önüne Marshmallow (bir çeşit tatlı) konuluyor ve çocuğa deniliyor ki; “Şimdi ben oda
Aşırı düşünme bağımlılığından nasıl kurtulursun? - 29/03/2022
Zihnimiz hiç durmadan çalışan bir makine gibi. Bundan dolayı hayatta başımıza gelen olaylar, geçmişte yaşadığımız şeyler, gelecekte olması muhtemel olayları sıklıkla düşünürüz. Aslında bu düşünme dediğimiz çoğunlukla işimize de yarar. Hayatta yere s
Çift terapisi - 22/03/2022
Çift terapisi, evli ya da sevgili ilişkisi devam eden çiftlerin birlikte katıldığı psikoterapi sürecidir. Bireysel psikoterapiden farklı olarak çift terapsinde çift ilişkisi çalışılır. Bireysel sorunlar da tabii ki çift terapisinde gündemimiz olabil
Travma Sonrası Stres Bozukluğu - 15/03/2022
Her travma yaşayan kişi Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşamak zorunda değil ama gerçekten böyle bir durumun içine girdiyse, o noktada hayatının birçok alanı kısıtlanmaya başlayabiliyor ve birçok farklı sorunlar gündeme gelebiliyor. Travma sonrası
 Devamı