Çocuklarda Geç Konuşma ve Nedenleri
Konuşma, insanoğlunun en önemli yeteneklerinden birisidir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli farklılıkların başında gelir. Daha önce de belirtildiği üzere zekâ gelişimi büyük oranda 7 yaşından önce gelişimini tamamlamaktadır. Zekâyı geliştiren en önemli unsurlardan birinin dil gelişimi yani konuşma olduğu belirtildiğinde geç konuşma probleminin önemi ortaya çıkmaktadır. Dil gelişimi kadar, zekâ gelişimini etkileyen bir gelişim türü yoktur.
Normal gelişimi takip eden bir çocuk yaşamın ilk aylarında (5-6 aydan sonra) sesler çıkarmaya başlar. 6 aylık bir bebek "ba, ma, de" vb sesler çıkartabilir. Bunları ileriki aylarda tekrarlı söyleyerek "ba ba, ma ma, de de" şeklinde çıkartabilir veya "ba ba ba, ma ma ma, de de de" şeklinde üçlemelerle de çıkartabilir. 12-18 aylık bir bebek konuşmaya hazır hale gelmiş sayılır. Diş yapısında bir bozukluğun oluşu, yüksek veya düz damak yapısı, dil atlı bağın kısa oluşu, yarık dudak vb bir anomali söz konusu olmadığında çocukların bu aylarda konuşmaya başlamaları beklenir. Bu aylarda çocuklar 10-20 arası sözcük çıkartabilmelidir. 24 aylık bir çocuk için bu sayı 30-50 arası kelimeden oluşmalıdır. 3 yaşına geldiğinde ise bir çocuğun sözcük dağarcığı 300 kelimeye çıkmalıdır. İlkokul seviyesine ulaşmış bir çocuk için bu sayı 30.000-50.000'lere çıkabilirken, ortaokul seviyesinde bu sayı 60.000-100.000 dolaylarında olmalıdır.
Normal gelişimini devam ettiren bir çocuk için dil gelişimi ile ilgili yukarıda bahsedilen süreçte aksamalar varsa bir "geç konuşma" probleminden bahsedilebilir. Çocuk 2 yaşını bitirip 3 yaşından gün aldığı halde halen 'anne, baba, dede vb' kelimelerin ötesine geçememişse mutlaka yardım almayı düşünmelisiniz. "İlerde düzelir, yaşıtlarını yakalar" tarzı düşünceyle beklemek son derece risklidir. Çocuk gerçekten de dil gelişimsel olarak ileride düzelebilir, yaşıtlarını yakalayabilir. Ancak zekâ gelişimi, erken konuşmaya başlayan bir çocuk kadar olmayacaktır ve bunun telafisi de yoktur. Bunun yanında bu problemin çocuğun karakter gelişimine de etkileri vardır. Konuşamayan, diğer bir ifade ile kendini yeterince ifade edemeyen çocuk hırçınlaşıp kızabilir ya da tersine içe kapanıp küsebilir. Bu da çocuğun olumsuz karakter özellikleri geliştirmesi anlamına gelir. Tüm gelişimsel alanlarda normal seyredip de konuşma alanında geri kalan bir çocuk için destek alınması en mantıklı yoldur.
Geç konuşma problemi yapısal bir faktöre dayanabileceği gibi yapısal bir bozukluk dışında da ortaya çıkabilir. Yapısal bir bozukluğun olmadığı durumlarda geç konuşma probleminin gözlenmesi birçok nedene dayanabilir.
* Aile dışında diğer insanlarla fazla birliktelik yaşamayan çocuk geç konuşabilir. Çocuk zamanının büyük çoğunluğunu kendi başına faaliyetlerle geçirdiği için konuşmada gerilik ortaya çıkabilir.
* Evde konuşulan dilin yapısı veya birden fazla dilin konuşulması çocukta geç konuşmaya neden olabilir. Birden fazla konuşulan dil karşısında çocuk hangisini modelleyeceği konusunda sıkıntı yaşayabilir.
* Cinsiyet farklılıkları da geç konuşma nedeni olabilir. Genelde kız çocuklar erkek çocuklara oranla çok daha çabuk konuşma yetisi kazanabilmektedir.
* Bir diğer neden de televizyon karşısında fazla zaman harcamaktır. Televizyonun cazibesi çocuğun kendi halinde kalmasına, diğer insanlardan ve yaşıtlarından iletişimsel anlamda uzak kalmasına, duygusal alışveriş yapamamasına neden olabilir. Çocuk televizyona daldığı oranda sosyal anlamda gelişemeyecek, bu da diğer insanlarla olan iletişimini olumsuz etkileyerek geç konuşma problemine neden olabilecektir. Televizyondaki canlılık, renkli dünya ve hareketlilik çocuğun gerçek dünyaya adaptasyonunda sıkıntılar oluşturabilir. Mümkünse çocuğunuz 2 yaşından önce televizyon denen varlıkla tanışmasın.
* Travmatik olaylar da geç konuşma problemine yol açabilir. Geçirilen bir kaza, deprem, yangın, sevilen birinin ölümü gibi faktörler çocuğun içe kapanmasına, bu durumu yorumlamada yaşadığı sıkıntı nedeniyle geri çekilmesine neden olarak geç konuşmaya sebebiyet verebilir.
* Aile içindeki sıkıntılar, gerginlikler ve dilin hep tartışma aracı olarak kullanılması gibi durumlar da geç konuşma nedenleri arasındadır. Çocuğun önünde sıklıkla tartışan anne-babalar çocuğun gözünde dili yanlış konumlandırmış olurlar. Çocuk bu durumlardan dilin, konuşmanın kötü bir şey olduğu sonucunu çıkartabilir.
Neler Yapılabilir?
Geç konuşma problemi yaşayan bir çocuk için yapılabilecek bir dizi önlemler olmakla birlikte eğitsel anlamda yapılabilecek çalışmalar da vardır.
Önlemler konusunda şunlar söylenebilir:
" Önlemler konusunda söylenebilecek olan ilk şey çocuğa konuşma anlamında aile ortamında iyi bir örnek olmaktır. Anne babanın anlaşılır, sade ve düzgün konuşması çocuğun iyi bir modelleme örneğine sahip olması anlamına gelir. Aile olarak çocukla konuşurken tane tane ve akıcı konuşmaya dikkat edilmelidir.
" Çocuğa iki yaşından itibaren okunacak masallar ona hem güzel bir konuşma örneği teşkil edecek hem de çocuğun dil kalıplarını öğrenmesini sağlayacaktır.
" Mümkün olduğunca örnek alabileceği yaşıtlarıyla birlikte zaman geçirmesini sağlamak faydalı olacaktır. İnsanlarla ve özellikle yaşıtlarıyla iç içe olmasına özen gösterilmelidir.
" Çocuğu, konuşamadığı için asla suçlamayın. Suçlamak sorunu çözmek şöyle dursun, tersine sorunu körükleyebilir.
" Çocuğunuz size bir şey söylemeye çalıştığında ona karşılık verin. İlgilendiği şey her ne ise o şeyle ilgili ona bir şeyler anlatın.
" Çocuğa karşı sabırlı, anlayışlı ve kabul edici bir tutum sergileyin.
" Yaptığı eylemleri söze dökmeye çalışın. "Bardağı tuttun", "Kapıyı açtın", "Kalemi aldın" vb sözcüklerle ona yaptığı şeyi ifade edin.
" Nesne, olay ve durumları söze dökün. "Bak bu masa", "Bu araba", "Ağabeyin geldi", "Zil çaldı" gibi.
" Eğer daha önceden çıkardığı bir ses varsa ve o sesle ilgili sizden bir şey istemişse, o istediği şey için onu konuşmaya zorlayın. Örneğin çocuk önceden "su" sesini çıkarmışsa ve sizden işaret diliyle su istiyorsa "su" demesi için onu zorlayın. İşaretle istediğinde değil, sözel olarak istediğinde isteğini yerine getirin.
" Çocuğun cümle aşamasına geçmesini kolaylaştırmak adına eylem bildiren "geldi, gitti, açtı, verdi, içti" vb sözcükleri sıklıkla tekrarlayın ve çocuğun da tekrarlamasını isteyin. Çıkartabildiği kelimelerle eylemleri birleştirerek cümle kurmasını teşvik edin. Diyelim ki çocuk "su" sesini çıkartıyor. "İçti" eylem kelimesini de tekrarlarla çıkartmaya başladı diyelim. Bu durumda çocuğa "su içti", "su içtim" vb cümleleri tekrarlaması için ısrarcı olun.
" Resimli masal kitapları veya nesne resimlerini içeren oyun kartları alarak çalışmalar yapın.
Yapılabilecek tüm bu çalışma ve önlemlerin dışında eğitsel anlamda da yapılabilecek çalışmalar vardır. Şimdi bunlardan kısa ve öz olarak bahsetmeye çalışacağım.
Konuşma çalışmalarının özünü nefes egzersizleri, üfleme çalışmaları, dil-dudak-çene-yanak egzersizleri, artiküle kaslara masaj çalışmaları ve ses-kelime tekrarları oluşturur. Konuşma çalışmalarında dikkat edilmesi gereken ilk şey çalışmaların aksatılmadan her gün yapılmasıdır.
'Üfleme ve nefes egzersizleri' konuşma gelişimi için olmazsa olmaz şartlardandır. Üflemenin zayıf oluşu konuşmayı oldukça etkiler. Bunun geliştirilmesi adına biz dizi çalışma yapılabilir. Çocuğa kolaydan zora olmak koşuluyla üflemeler yaptırılabilir. Eğer çocuğun üfleme becerisi ciddi anlamda geri ise peçete kâğıdı, pamuk, tüy ve benzeri hafif bir nesneyle çalışma yapılabilir. Bunun için peçete kâğıdı, pamuk veya tüy bir masanın üzerine konularak çocuktan bunu üfleyerek masadan düşürmesi istenir. Zaman tutularak çocuktan her seferinde daha hızlı ve kuvvetli üflemesi istenebilir. Bunun yanında mum üfleme, pipetle suda kabarcıklar oluşturma, suyu üfleyerek dalgalandırma gibi çalışmalar yapılabilir. Bunun haricinde çeşitli nefes egzersizleri yaptırılabilir. Çocuktan düzgün ve olabildiğince çok nefes alarak bunu birkaç saniye tutması ve sonra yavaşça üfleyerek nefesini vermesi istenir. Bunların haricinde nefes kontrolü çalışmaları da yapılmalıdır. Nefes kontrolü, üfleme hızı zayıf olan çocuklar için çocuk üfleme anlamında belli bir seviyeye geldikten sonra yapılmalıdır. Bunun için sabun köpüğü çıkaran oyuncaklardan faydalanılabilir. Sabun köpüğünü şişirmek için çocuk belli bir seviyede üfleme yapmak durumunda kalacaktır. Eğer fazla üflerse baloncuk patlayacağı için şişiremeyecek; bunun tersine az üflerse da baloncuk şişmeyecektir. Buna benzer olarak bir tepsiye su doldurup içine suda yüzebilecek bir nesne veya tahta parçası konularak çocuktan bu nesneyi suda tepsinin kenarlarına değdirmeden gezdirmesi istenebilir. Çocuk fazla üflerse nesne tepsinin kenarına değecek, az üflerse de nesne hareket etmeyecektir. Bu ve benzeri çalışmalarla çocuk nefes kontrolünü öğrenebilir.
Bir diğer çalışma da 'dil-dudak-çene-yanak egzersizleri' çalışmalarıdır. Konuşma problemi çeken çocukların çok önemli bir bölümü dilini, ağız açıkken, üst dudakta veya üst diş dizisinde gezdirmekte zorlanır. Çocuğunuzla ön çalışma yaparak bunu yapıp yapamadığını kontrol edebilirsiniz. Eğer çocuk bunu yapamıyorsa şeker veya çikolata benzeri bir şey ile bu çalışmayı yaptırabilirsiniz. Çocuğun üst dudağına çikolata sürerek çocuktan bunu diliyle yalamasını isteyebilirsiniz. Dili sağa sola hareket ettirmek, dili dairesel şekilde yukardan aşağıya doğru hareket ettirmek vb çalışmalar da yaptırılabilir. Çocuğa alt çeneyi sağa sola döndürmek, dudakları ileri götürüp geri getirip germek, yanakta hava biriktirip bunu bir sağa bir sola şeklinde hareket ettirmek gibi çalışmalar da yaptırılabilir.
Konuşma çalışmalarının bir diğeri de artiküle kaslar dediğimiz üst dudak, alt dudak, çene, yanaklar, çene altı kasları, boğaz gibi yerlere yapacağınız dairesel ve çapraz masajlardır. Parmaklarınızla bu bölgelere masaj yapabilirsiniz.
Konuşma çalışmalarının en önemlisi ses ve kelime tekrarını içeren çalışmalardır. Bu gibi çalışmalarda ayna yardımıyla çalışmak, alacağınız sonucu hızlandırabileceği için yerinde olur. Çocuğun hem sizi hem de kendini görebileceği büyüklükteki bir aynanın karşısına geçerek çalışmalar yapabilirsiniz. Ses ve kelime tekrarı çalışmalarında kolaydan zora doğru gidilen bir yol izlenir. Bunun için önce çocuğun çıkartabildiği sesler tespit edilir. Çocuğun tek olarak doğru çıkarttığı sesler belirlendikten sonra bu seslerin başta, sonda ve ortada olduğu kelimeler veya heceler seçilerek bunlar çocuğa tekrar ettirilir. Çocuğun tek olarak doğru çıkartıp da hece veya kelime içinde yanlış çıkarttığı sesler belirlenir. Bu seslerden hareketle bir liste hazırlanarak çalışmaların seyri belirlenmiş olur. Ses ve kelime tekrarında çocuğun, ağzınızdan ses çıkarken sizin ağzınızın aldığı şekli takip edebileceği seslerden başlamak yerinde olur. Örneğin çocuğun "M" veya "L" sesini ağızdan çıkış şeklini görerek tekrar etmesi kolaydır. Ancak "K" veya "H" sesini ağızdan çıkış şekli olarak görmesi zordur. Ağız ve dudak hareketlerini kolayca görebileceği seslerden başlamak bunun içindir ki daha yerinde olur. Aynadan size bakarak sesin nasıl çıktığını ve kendi tekrarlarken kendi ağzının aldığı şekli göreceği için ayna ile çalışmak son derece faydalıdır. Bu noktalara dikkat edilerek hazırlanacak bir liste ile konuşma eğitimi yapılandırılabilir.
Özetle tekrar etmek gerekirse insanoğlu için konuşma elzemdir. Bunun dışında zekâ gelişimini yakından ilgilendiren bir konu olarak bakıldığında geç konuşma ciddi bir problemdir. Anne babalardan naçizane isteğim şudur: Eğer çocuğunuz 30 ayı geride bıraktığı halde, halen birtakım seslerin ötesine geçememişse, çıkarttığı kelime sayısı 20'yi geçmiyorsa, birtakım sesleri düzgün çıkartamıyorsa ve hepsinden önemlisi cümle kurma aşamasına geçememişse mutlaka bir uzman yardımına başvurmanızdır. Çocuğunuz geç konuşma problemiyle karşı karşıyaysa "ilerde düzelir", "biraz daha bekleyelim belki geçer" gibi düşünceleri bir tarafa bırakın. Unutmamanızı istediğim şey zekâ gelişiminin 7 yaşına kadar büyük oranda tamamlandığı ve bunu en çok etkileyen şeylerin başında dil gelişiminin olduğudur.